Avrupa basınının ağırlıklı konuları, BM Genel Kurulu’nda kabul edilen Uluslararası Silah Ticareti Antlaşması ve Kore Yarımadası’ndaki gerilim.
Danimarka’da çıkan liberal çizgideki Politiken gazetesi küresel silah ticaretinin kontrol altına alınabilmesi amacıyla yapılan ilk uluslararası düzenleme niteliği taşıyan antlaşmayı şöyle yorumluyor:
“Bazen insanın dünyada iyi birşeyler olduğuna inanası geliyor. Silah ticaretinin sınırlandırılması yönündeki antlaşmanın BM Genel Kurulu’nda büyük bir çoğunlukla kabul edilmesi kimi keyiflendirmez ki? Başkan Barack Obama’nın, ülkesindeki güçlü silah lobisinin aksini talep etmesine rağmen, ABD’nin lehte oy kullanmasını sağlaması da olumlu bir gelişme. Şimdi en önemli, en güçlü ve şeffaflıktan en uzak sanayi kollarından biri artan eleştirilerle karşı karşıya.“
İngiltere’den Independent gazetesi de antlaşmayı memnuniyetle karşılıyor yorum sütununda:
“Bu antlaşma, dünyada yıkıma, ölümlere ve insan hakları ihlallerine yol açan ticari bir iş alanıyla ilgili düzenleme yapılması açısından küçük, ama daha önce atılmamış bir adım. Bu antlaşma Suriye’de ortalığı kan götürmesini durduramayacak, ama ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin de dediği gibi, ‘oylamanın sonucu, küresel silah ticaretinin teşvik ettiği en korkunç suçların azaltılmasına yardımcı olacak.’ Kerry’nin saydığı suçlar arasında terör, soykırım, insanlığa karşı işlenmiş suçlar ve savaş suçları var. Bu tehlikelerin en ufak miktarda azaltılabilmesini bile memnuniyetle karşılamak gerek.“
BM Genel Kurulu’nda kabul edilen, Uluslararası Silah Ticareti Antlaşması’na ilişkin oylamada Rusya’nın çekimser oy kullanmasına dair Rus Kommersant gazetesinde şu yorum yer alıyor:
“Silah ticareti konusunda kısıtlamalar getiren bu uluslararası antlaşma, silahların yayılmasının kontrolüne ilişkin yaklaşık 20 yıldır imzalanan en geniş kapsamlı belge ve silah ticaretine açık kurallar koyuyor. Rusya’nın oylamada çekimser kalmasının sebebi, antlaşmanın sadece sorunlu rejimlere resmi silah satışını sınırlaması. Moskova ise belgede yasadışı silah satışı ile mücadelenin de göz önünde bulundurulmasını ve devlet statüsü olmayan, istenmeyen kişi ve grupların da eline silah geçmesinin engellenmesini istiyordu. İşte tam bu yüzden antlaşma, örneğin Batılı ülkelerin ve Körfez monarşilerinin Esad rejimine karşı Suriye’deki muhalefeti silahlandırmasını engelleyemeyecek.“
Geçiyoruz son günlerde giderek tırmanan Kuzey Kore krizine. Macaristan’dan Magyar Nemzet adlı gazetenin yorumu şöyle:
“Kuzey Kore’den tüm dünyaya kafa tutan, Stalinist rejim görüntüsü madalyonun sadece bir yüzü. Dünya ekonomisinin ağırlık noktasının 21’inci yüzyılda Asya’ya kaydığı, sadece beylik bir söz. Obama hükümetinden geçen yıl gelen, ABD politikasının yüzünü Asya’ya döneceği şeklindeki açıklamalar resmi belgelere yansımış değil. Kore Yarımadası’nda soğuk savaş rüzgarları estiren Pyöngyang bunun farkında mı bilinmiyor ama bu tutum, ‘Asya yüzyılı’nda dışarıdan, Pasifik’in diğer tarafından gelerek belirleyici bir rol üstlenmek isteyenlerin işine yarıyor.“© Deutsche Welle Türkçe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder