16 Temmuz 2013

Türkiye Ortadoğu için model mi?

Türkiye'nin Ortadoğu'ya model olup olamayacağı Arap Baharı ile birlikte gündeme gelen konulardan biri olmuştu. Uzmanlar, son gelişmeler ışığında Türkiye’nin bölgedeki rolünü DW Türkçe’ye değerlendirdi.


Türkiye'de Gezi eylemlerinin hemen ardından Mısır'da meydana gelen protestolar ve yönetim değişikliği konuyla ilgili paralellikleri yeniden gündeme getirdi. Özellikle son yıllarda Türkiye'nin, Ortadoğu'da “demokrasi ile İslam'ı harmanlayan bir ülke olarak model olup olmayacağı tartışması dikkat çekmişti. Uzmanlar yeniden masaya yatırılan model Türkiye tartışmasını, farklı perspektiflerden DW Türkçe'ye değerlendirdi.

'Her ülke kendi değişim dinamiğini kendi üretiyor'

Humboldt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökçe Yurdakul, Türkiye'nin Ortadoğu ülkelerine model olup olamayacağı konusundaki tartışmanın sosyolojik açıdan yanlışlar barındırdığını belirterek, Türkiye ile diğer Ortadoğu ülkelerinin demokratik gelişiminin kıyaslanamayacağını kaydediyor. Yurdakul, protestolar bağlamında son dönemlerde sıkça gündeme getirilen Türkiye-Mısır karşılaştırmasına da atıfta bulunuyor. Türkiye’de ideolojik çatışmalardan çok demokratik arayışların protestolara damgasını vurduğunu ve Mısır’dakinin aksine çoğunluğu oluşturan muhafazakâr kitlenin görmezden gelinmediğini belirten Yurdakul, şöyle konuşuyor: “Türkiye, laik ve İslamcı olarak ikiye ayrılmıştı. Şimdi hem İslam çevresinden gelenlerin hem de laiklerin beraber çalıştıklarını görebiliyoruz. Özellikle de AKP’nin bazı politikalarına karşı; tıpkı neoliberal ekonomi, şehircilikte yapılan değişiklikler ya da insanların hayat stillerine karşı çıkılması gibi. O yüzden böylesi yeni bir oluşumun, böylesi bir rezistansın olmasını çok farklı ve olumlu buluyorum.”

London School of Economics'ten Prof. Dr. Esra Özyürek de Türkiye'deki yeni hareketin, Kemalizm ve devletçiliği CHP’nin tekelinden, İslam’ı da AKP’nin tekelinden çıkardığını söylüyor. Özyürek, ayrıca her ülkenin farklı bir gelişimi ve dengeleri olduğunu kaydederek, model iddiasıyla İslam ülkelerinin hamiliğine soyunmanın doğru bir siyasi yaklaşım olmadığını şu sözlerle savunuyor: “Bu model anlayışını bir tek Türkiye’dekiler düşünüyor. Bazen de belki Amerika’daki ya da Avrupa’daki siyasetçiler düşünüyor. Ama her ülkenin kendi dinamikleri var ve bence kimse kimseye model olmuyor.”

Humboldt Üniversitesi’nden siyaset bilimi uzmanı Dr. Gökhan Tuncer ise Türkiye'nin bölgesinde İslam anlayışı konusunda bir örnek teşkil ettiğini iddia ediyor: “Ilımlı İslam konusunda Türkiye gerçekten önemli bir örnek. Ilımlı İslam denince aslolan Özal’dan beri gelen bireyci bir İslami siyaset versiyonu. Bu İslami siyaset, kişi üzerinden işliyor. Bireyin özgürleşmesi ve ekonomik başarısı toplanınca, bütün bu bireylerle İslam açısından da olumlu bir resim ortaya çıkıyor.”

Siyasi dönüşümün adresi

Uzmanlar ayrıca, Türkiye’deki yeni muhalif hareketin ideolojik değil uzlaşmaya ve hedefe odaklı, daha esnek bir stratejik hareket olduğuna dikkat çekiyor. Bu nedenle uzmanların beklentisi, olası bir siyasi değişimin gücünü hâlihazırda AKP'nin politikalarını destekleyen çevrelerden alması yönünde. Esra Özyürek, Türkiye’de çoğunluğu oluşturan muhafazakâr kesimin AKP’ye alternatif bir İslami oluşuma ihtiyaç duyduğuna şu sözlerle işaret ediyor: “Türkiye'nin demokratikleşmesi için başka siyasi oluşumlar çıkarsa ve AKP tek çözüm değil, İslam daha farklı, daha demokratik şekillerde yaşanabilir denilebilirse ya da ‘zenginle fakirin ayrıştığı bir şekilde yaşamak zorunda değiliz İslam’ı' diyen bir yere gelinirse, dönüşüm belki buradan olabilir diye düşünüyorum.”

Kadınlarla ilgili çalışmalarıyla tanınan Gökçe Yurdakul ise Türkiye'deki siyaseti, kadın hareketinin şekillendireceğine inandığın dile getiriyor: ”‘Kendi araştırmalarıma dayanarak, AKP içinde partinin politikalarına başkaldıran kadınların olduğunu biliyorum. Bunlardan biri Fatma Ünsal; kendisi milletvekili olmak istemişti ancak Antalya'da 13. sıradan aday gösterildiği için seçilemedi. AKP'deki erkek politikacılar şimdiye kadar buna olanak sağlamadı. İnşallah böyle bir lokomotif oluşumun ben AKP içindeki kadınlardan gelmesini istiyorum ve geldiğini de biliyorum.”

Gökhan Tuncer de Türkiye’de İslami anlayışın savunduğu bireyciliğin farklı bir türünün Gezi protestolarında da görüldüğünü, bunun da iktidardaki muhafazakârları değişime zorlayacağını iddia ediyor. Tuncer, protestolarla oluşan yeni direncin, muhafazakârları Avrupa'daki Hıristiyan Demokratlara doğru dönüştürebileceğini savunuyor.(Deutsche Welle Türkçe)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder