11 Haziran 2013

'Gezi' Arapları ikiye böldü

Türkiye’de Başbakan Erdoğan’ı hedef alan gösteriler Arap dünyasını, özellikle de İslamcıların iktidarda olduğu Mısır ve Tunus‘u ikiye bölmüş durumda.


Türkiye’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan gösteriler ve Başbakan'ın eylemlere yönelik tutumu, Arap dünyasını, özellikle de İslamcıların iktidarda olduğu Mısır ve Tunus‘u ikiye bölmüş durumda. Bir yanda Erdoğan ve AKP modelini örnek aldığını her fırsatta dile getiren Mısır’da Müslüman Kardeşler ve Tunus’ta Ennahda hareketleri, diğer yanda Arap Baharı’nın baş kahramanları olan, sosyal medya üzerinden daha fazla demokrasi ve özgürlük taleplerinde bulunan gençlik.

İstanbul‘da Gezi Parkı’na inşaat projesini protesto ile başlayan ve ülke çapına yayılan protesto hareketinin Arap Baharı ile karşılaştırılamayacağı konusunda hemen herkes hemfikir. Bunun en önemli nedeni AKP iktidarının demokratik seçimlerle işbaşına gelmiş olması. Arap Baharı ile kurulan paralellik ise protestoların odağında demokrasi ve özgürlük taleplerinin bulunması ve sosyal medyanın organizasyon ve koordinasyonda yoğun kullanımı.

İslamcılar ile laikler arasında kutuplaşma

Özellikle İslamcı hükümetlerin iktidarda olduğu Mısır ve Tunus'ta İslamcılarla laikler arasında giderek artan bir kutuplaşma gözlemleniyor. Peki 2011 yılında Arap Baharı’nı yaşayan ülkeler Türkiye’deki gelişmeleri nasıl görüyor?

DW Arapça Yayınlar Sorumlusu Rainer Sollich, özellikle de İslamcıların iktidarda olduğu Mısır ve Tunus’ta kamuoyunun Türkiye’deki olaylar konusunda ikiye bölündüğünü belirtiyor ve ekliyor: "Türkiye’deki protestolar Arap dünyasında çok geniş ve değişik yankı buldu. Kamuoyu bir parça daha bölündü bile diyebiliriz. Devrimcilerin başından beri aktif olduğu sosyal ağlarda, özellikle Mısır ve Tunus’ta Türk protestoculara yönelik çok büyük sempati var, videolar olsun, fotoğraflar olsun internette pekçok paylaşım var, dayanışma mesajları var. Ama bunun tersi eğilimler de söz konusu. Özellikle de Tunus ve Mısır’da hükümet kaynaklı olarak protesto hareketleri gözden düşürülmeye, kötülenmeye çalışılıyor.  Hükümete yakın gazetelerde Türk göstericilere yabancı ajan yaftası yapıştırılması ya da bir gazetede içkili olduğu anlaşılan bir göstericinin yanında bir köpekle resminin yer alması gibi. İçki ve köpek, bunlar Arap kültürüne bakıldığında çok açık karalama çabaları.“

'Hükümetlerin muhalefeti zayıflatma çabası'

Mısır’da Müslüman Kardeşler’in Hürriyet ve Adalet Partisi’nin basın sözcüsü, Türk göstericilerin özgürlük ve demokrasiyle işinin olmadığını belirterek, protesto hareketini antidemokratik, din karşıtı bir hareket olarak nitelendirdi. Rainer Sollich bunda, hükümetin kendi ülkesindeki muhalefeti zayıflatma çabasının da rol oynadığını belirtiyor. Mısır’da muhalefet, Devlet Başkanı Muhammed Mursi’nin görev başındaki birinci yılının dolduğu 30 Haziran’da kitle gösterilerine hazırlanıyor.


Peki Arap ülkelerinde muhalefet ne kadar güçlü? Arap dünyası uzmanı Rainer Sollich şöyle yanıtlıyor: “Bunu söylemek aslında hep zordur. Çünkü sonuçta belirleyici olan her zaman sandıktan çıkan sonuçlardır. Ama tabii ki Arap dünyasında çok güçlü laik bir kesim olduğuna dair en iyi örnek, Mısır’dır. Tabii Mısır’da Hrıstiyan azınlık da bu grupta. Ama Tunus’ta da toplumun giderek İslamîleştirilmesi çabalarına karşı güçlü bir direniş var. Unutmamalı ki Tunus, gerçi katı bir diktatörlüğe sahipti ama çok katı laik bir yapıya da sahipti. Ve özellikle de pek çok modern, genç kadın Tunus’ta her şeyin tersine dönmesinden, sürekli başörtüsü takma baskısına maruz kalmaktan korkuyor. Aslında kısmen Türkiye’de de gözlemleyebildiğimiz çok benzer gelişmeler bunlar.”

'Erdoğan'ın söylemi tehlikeli'

DW Arapça Yayınlar Sorumlusu Rainer Sollich, Türkiye’yi, Türk toplum ve siyaset yapısını da yakından tanıyan bir isim. Türkiye’deki protesto hareketinin siyasete olası etkileri konusunda, “Arap dünyası konusunda uzman olmama rağmen Tunus ve Mısır’daki devrimleri önceden tahayyül  bile edemezdim. Dolayısıyla Türkiye ile ilgili tahminlerde de çok dikkatli olmak gerek. Sonucun oldukça açıkta olduğunu düşünüyorum, gerçek güç dengelerini kestirebilmek zor. Erdoğan taraftarlarının da küçümsenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Şu an cadde ve meydanlarda Erdoğan'ı protesto eden çok sayıda gösterici görsek de… Ne olacağının ucu oldukça açık diye düşünüyorum. Gerginliğin tırmanması tehlikesi var. Erdoğan siyasî karşıtlarına yönelik çok sert bir söylem içinde ve bunu son derece tehlikeli görüyorum” diyor.
© Deutsche Welle Türkçe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder